YES 10 yaşında

YES kitabı 10 Yaşında(1997/2007)

Zaman hızla akıyor...  Tamtamına 10 yıl oldu Yes kitabım çıkalı...

Türkiye de bir ilkti ve ne yazık ki ilk ve son olarak kalmaya devam edecek gibi gözüküyor.

Kitabı hazırladığım da o zamanlar ne internet diye bir şey ne de bu günün gelişmiş bilgisayarları yoktu henüz. Kitabın hazırlanması için gerekli olan materyaller son derece kısıtlıydı. Var olan şey bir plakçalarım ve Yes in her biri sanat eseri sayılacak plaklarından ibaretti ve de geniş hayal gücüm...

Sadece bu imkânlarla hazırlamıştım kitabımı. Bir daktilodan dahi mahrum, samanlı kağıtlara el ile yazdığım eskizler kitabı oluşturdu ve Yes’in kendisine yürekten bağımlı hayran kitlesinin kütüphanelerinde bir mücevher gibi saklanmaya devam ediyor!.. Bunu adım gibi biliyorum.

Metallicaların, Nirvanaların, Pearl Jamlerin prim yaptığı bir dönemde, kartpostal basar gibi üretilen Metal müzik kitapları ve dergilerinin yanında, Yes bir "süs gibi" duruyordu aslında.

Yes kitabı hazırlık aşamasındayken sadece bu zorluklarla boğuşmak zorunda kalmamıştı. Editörlerin sert muhalefetine, acımasız eleştirilerine dayanmak zorunda kalmıştım, hatta yayınevi kitabı basmak konusunda karar verdiğinde; bazı iyimserler kitabın ticari zararının diğer kitap satışlarıyla dengelenebileceği söylenmişlerdi...

Metal müziğin endüstri olduğu 90'lı yıllarda cilalı parlak kağıtlara basılan heavy metal müzik kitaplarından kaç tanesi hatırlanıyor acaba şimdi?!..

Her yaş grubundan Yes’e sıkı sıkıya bağlı fanatikleri için Türkiye’de hazırlanmış bu yegane tek kitabın değeri çok büyük oldu...

Fakat Yes, dönemin şartlarına göre ticari bir intihar olarak görülmüştü ve bu açıdan tüm diğer kitapların arasında bir istisnaydı kuşkusuz.

Yayınevi için boşuna sıkılmış bir kurşun, ancak az sayıda bulunan fakat gruba gönülden bağımlı hayranları için bulunmaz bir nimetti!..

Kısa süre sonra görüldü ki müzik kitabı endüstrisi baronlarının (kişilerin isimlerini vermek istemiyorum) kaygıları boşunaymış!..

Kitabın basılmasına karşı olan (ticari intihar olarak gördükleri için) editör basım tarihinden sadece 3 ay gibi kısa bir sürede Yes kitabının ikinci baskıya girmesini hayretle ve şaşkınlıkla izlemişlerdi...

2010’lu yıllara yaklaştığımız şu dönemde hâlâ Yes’le ilgili yeni bir kitabın yazılmamış olması ne kadar üzücü...

Oysa ben tüm imkansızlıklar içinde Yes’i hazırladığımda en büyük amaçlarımdan birisi de bir miladın başlangıcı olmasıydı. İleride benden çok daha fazla imkânlara sahip olabilecek müzik yazarlarının Yes’le ilgili kitaplar yapmasını beklerdim. Ancak ne yazık ki devamı getirilemedi. Kısacası bayrağı kimselere devredemedik.

Yes grubuna gelirsek; grup 70’lerde müzik devriminin içersinde yeterince yerini almıştı...

80'lere doğru çöküş dönemi de yaşamıştı. Ancak Yes 90’lara çok daha güçlü temellerle giriyordu...

Kuşkusuz o yıllarda çıkartmış olduğu albümler için saman alevi denilmesi "acımasız bir eleştiri" olmayacaktır...

Yes bir "klasik" olma konusunda 90'ları bir sıçrama tahtası olarak kullanmıştı.... Yes zaten 70’lerde piyasaya sürmüş olduğu albümlerle sırtını sağlama almıştı ve 90'lı yıllarda bu kredisiyle besleniyordu!..

Her şey den önce grup 80'lerin ezici, yıkıcı Punk Akımı'nın, yani dönemin o büyük sallantısının tecrübesini yaşamamış mıydı?

Grup üyeleri başta Chris Squire ve Jon Anderson 90'ların pop rock, hip hop akımından etkilenmiş ve müziklerinde uygulamış olsalarda, bir şekilde sıyrılıp 2000’lere merhaba diyebilirdi ve aynen de öyle oldu...

Çeşitli dönemlerde çıkan şiddetli grup içi kavgaların, sayısız ayrılık ve tekrar birleşmelerin yarattığı yıpratıcılığa rağmen; Yes bundan 300 yıl sonra bile dinlenecek, konuşulacak bir müzik grubu konseptini, senfonik rock ekolünü ve tarihin derinliklerinden, ortaçağın barok ekolünden ve kilisenin pazar ayini atmosferinden almış olduğu büyüleyici "tınıyı" en başlarda zaten saf rock ve klasik müzik ile harmanlamıştı...

Evet; işte bu konsepttir, ekoldür ve tınıdır, beni 10 yıl önce bu kitabı yazmaya yönelten ve şimdi kitabın 10.yaş gününde bu yazıyı yazdıran...

Tüm Yes’cilere sevgilerle.

CEM AKKILIÇ
İstanbul Heybeliada Şubat 2007




Yes'e ait tarafımdam yazılmış eskizlerin orijinalleri





































YES'in onuncu yıl yazısı üzerine;









Sevgili Cem Akkılıç, Ne güzel, böyle önemli bir kitabın yazarı ile tanışmak hem de 10 yıl sonra. YESTURKIYE'de de anlattığım gibi, YES le tanıştığımız 70'li yılların başında, ülkemizde bırakın bu gruplar için yazılmış Türkçe kitapları, yerli - yabancı yayınlara bile ulaşmak hayaldi. HEY dergisi, eğer bu efsanelerle ilgili arada-bir haber de yapmasa, onlara ulaşmak olası değildi. 70'lerin ortalarında, "Pop" ve "Melody Maker"ın ülkemizde satışa başlaması ile, harçlıklarımızı biriktirip bunların bazı sayılarına ulaşabiliyorduk. ...... Evet, Efsaneler'le ilgili Türkçe kitapların ortaya çıkışı herhalde 90'larda başladı. Bunların arasında sizin eseriniz "YES" kitabının da çok önemli bir yeri var. Dediğiniz gibi, ilk ve tek olmasının yanısıra halen, YES hakkında başvurduğumuz bir kaynak işlevini de sürdürüyor. Sanıyorum, bu kitabın değerini ilk bilen ve bu vefa borcunu en iyi ödeyenlerden biriyim. YESTURKIYE sayfamızda, sizin de alıntı yaptığınız gibi ayrıntıları ve fotosu ile yer alıyor kitabımız. İşin ilginç tarafı, yurtdışındaki birçok Yes fanı ve Yes fan klübü de bunu görüyor ve benimle hayretlerini paylaşıyorlar. Hatta, yanılmıyorsam, 2005'de Jon Andreson'la İstanbul'daki beraberliğimizde de bu konuyu konuşmuştuk. Ülkemizde böyle bir İLK'i gerçekleştirdiğiniz için sizi bir kez daha kutluyor ve teşekkür ediyorum. Yeni çalışmalarınızı da beklerim. Sevgiler.

Bora Cetin YESTURKIYE